- boy
- Íis.1. 高度, 长度; 身高, 身长: adam \boyu 一人高 masanın \boyu 桌子高度 adam \boyu 一人高 dalga \boyu 波长 iç \boyu 裤子裤裆以下裤腿的长度 Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi. 他个子不矮, 只是有点儿太胖。Boyum 1 metre 75 santimetredir. 我身高1米75。Bu kumas iki metre boyunda. 这块布长两米。2. (路)边, (河)沿, 海́ 岸: ateş \boyu 战场 su \boyu ormanı (或 ağaçlığı) 沿岸的树林 sınır \boyundaki çarpışmalar 边境冲突3. 大小, 尺寸: Üç boy var: bir çocuk boyu, bir küçük, bir orta. 有3种尺寸: 一种是童装的尺码, 一种小号, 一种中号。Sandıklar birkaç boydur. 椅子有多种型号。4. (赛马、赛船等用以表示赛手差距的单位)马身, 船身: Bir boyla kazandı. 他以一个马(或船)身的优势获胜。◇ \boy almak 长高 \boy aptesti 大净: \boy aptesti almak 大净 \boy atmak 长高 \boy aynası 大穿衣镜 \boy beyi gibi 失业的, 无所事事的 \boy (u) bos (u) 1) 身材: Hele şu boyuma bosuma bakın! Asıl ben olmalıyım. 瞧我这身材, 这才是真正的我。Öyle de olsa, ha deyince senin boyuna bosuna göre asker kıyafeti bulunur mu? 这样一来, 呀!你不就是从头到脚完全一副军人的打扮吗? 2) 效力, 价值: Sözümüzün hakikî boyunu bosunu zaman gösterecek. 时间将会证明我的这番话的真正价值。\boy bos yerinde 身材修长的, 婷婷玉立的 \boy \boy 大大小小的 \boy fukarası 身材矮小的 \boy etmek 按大小分类, 挑选 \boy göstermek 1) 露面, 亮相; 被摆出: Biz güreşte boy göstereceğiz. 我们将在摔跤中亮相。Geldi, boy gösterdi, bir iş yapmadan gitti. 他来打了照面, 什么事也没做就走了。Gazete, dergi satan kiosklarda bütün yayınlar boy gösteriyor. 报刊亭摆出了各种出版物。 2) 张扬, 显摆 -e \boy hedefi olmak 被群起而攻之 \boy heykeli全身雕像, 全身塑像 -le \boy ölçüşmek 与…相比, 与…抗衡, 论高低: Paraca belki onunla boy ölçüşebilecek Ali'dir. 说到钱, 也许阿里可以与他相提并论。\boy satmak 自大, 自傲, 傲慢, 骄傲 \boy sürmek 长高, 长大 \boy vermek 1) (水)没过身高 2) 以身高测试水深: Burada deniz çok derin, boy verme. 这儿海水很深, 别试了。 3) (布料)足够长 4) 长高, 长大: Bu yıl ekin bir türlü boy vermedi. 今年作物不见长。 (Çocuk) \boya çekmek 长高: Bu çocuk boya çekti, daha ondört yaşında babasından uzun boylu oldu. 这孩子长高了, 才14岁, 就比他爸爸还高。Aman kardeş, bizim oğlan devamlı boya çekiyor. Bir görseniz şaşarsınız. 兄弟啊!我儿子一直在长个, 你见了会感到吃惊的!-i \boya getirmek 使长高, 抚养, 养育: Halanın hiç oğlu olmadı yavrum. Yalnızca Ayşe adlı şu biricik kızımı büyüttüm, bu boya getirdim. 孩子, 姑妈没有儿子, 只有一个独生女儿, 名叫阿伊赛, 都这么高了。Kırk yıldır yemedim içmedim, kan tükürüp seni bu boya getirdim. 多年来我舍不得吃舍不得喝, 含辛茹苦地把你养到这么大。 (Çocuk) \boya yetmek 长高 \boydan aşmak 过界, 超前 \boydan \boya 从一端到另一端, 完全: gökyüzünü \boydan \boya kaplayan bir ebemkuşağı 横贯天空的彩虹 Atın biri bir tarladan geçiyormuş, boydan boya arpa görmüş. 有一匹马, 从地里走过, 看到燕麦一望无际。\boyu 1) 期间: Ömür boyu mutluluklar dilerim. 祝一生幸福!O, beni aramaya çıkmış, ben onu; gün boyu köşe kapmaca oynadık. 他找我, 我找他, 我们折腾了一天。 2) 与…等高的: Sokakta diz boyu kar vardı. 大街上的雪没膝深。\boyu (na) beraber 和自己同样高的: Boyu beraber çocuğu var. 他有一个和自己一样高的孩子。\boyu bosu yerinde 身材修长的, 婷婷玉立的: Boyu bosu yerinde, yakışıklı adam. 这是一个身材修长, 长相英俊的人。-in \boyu uzamak 长高: Çocuğun boyu uzadı. 孩子长高了。\boyuna bosuna bakmadan 不管(他)发育不良 \boyu \boyuna, huyu huyuna 情投意合的, 趣味相投的, 匹配的 \boyuna biçilmiş kaftan 1) 量身定做的长袍 2) 转́ 非常适合某人做的工作 \boyundan büyük işlere kalkışmak (或 kolkmak) 自不量力, 眼高手低 \boyunun ölçüsünü almak 有自知之明, 知道自己的深浅: Kendisine çok güveniyordu, övünüyordu, ama boyunun ölçüsünü aldı. 他很自信, 也很自豪, 然而有自知之明。◆ Boyu (bosu) devrilsin (或 devrilesi) ! 这该死的!Boyun bir karış uzadı. 谑́ 你真以为你了不起了吗?IIis. 社́ 部落, 宗族
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.